Alp Eren Baltacı

   
  Divan Şiirleri
  Şeyhî
 



Gazel

Rind-i melâmetiz bizim hâtırımız güzeldedir
Bize öğüt veren sanır gönül ile göz eldedir

Kend’özüne ver öğüdün yürü ey zâhidim diyen
Mahv idemezsin alnımın yazısı çün ezeldedir

Tanrı sever güzelleri biz sevicek hatâ mıdır
Göstereyim mi âyetin kim bilesin ne zeldedir

Sûret ü nakşı gözleyen kâfir ü büt-perest olur
‘Âşık-ı sâdık olanın hâtırı lem-yezeldedir

Şeyhî bahâr günleri menfa’ati yok öğüdün
Fikri şarâb u şâhid ü çeng ü ney ü gazeldedir

**********

Gazel

Sanemâ gün yüzün âyine-i cândır bilirim
Dü cihân nakşı kamu anda ‘ayândır bilirim

Kandı nakkâş kim ol dâ’ire-i hüsnünden
Nokta tasvîr ide üstâd-ı cihândır bilirim

Gamzen eydir ki gönül şehrini virân ederim
Şehriyârın elinde hükmü revândır bilirim

Gözünün kaşının anlayamazam hîlelerin
İlle bu fitne vü ol âfet-i cândır bilirim

Ni’met-i kahr ile kim kulların anar idin
Bizi yâd eylemedin hayli zamândır bilirim

Ey riyâlı ‘ameli asılsı bilen sûfî
Gider ol fikri ki îmâna ziyândır bilirim

Çemen ü yâr u mey ü sâz gerek Şeyhî’ye bes
Kalanı gussa vü gam ‘îş hemândır bilirim


**********

Gazel

Didüm visâline irmek didi hayâl-ı muhâl
Didüm cemâlüni görmek didi mübârek fâl

Didüm yüzümi yüzüne didi sürme yüzin
Didüm tozunı gözüme didi ki sürmedür al

Didüm ki kaametün âfet didi ne togru haber
Didüm ki kaşlarun eğri didi ne egri hayâl

Didüm yitürdi kemâlün didi eyâ noksân
Didüm irürdi cemâlün didi güneşe zevâl

Didüm ki Şeyhî’yi ışkun didi ki öldüriser
Didüm harâmi gözüne didi kanı halâl


**********

Gazel

Çün yüzün vasfı bülbüle düşdü
Bâğ arasına gulgule düşdü

Yanağı lutfun lâle öğerdi
Gülşen içinde gül güle düşdü

Zülfün ü halin her ki göre der
Sünbül-i terdir fülfüle düşdü

Şâh meğer kim cân dilemişdir
Uşda benim der kul kula düşdü

Dilbere kulluk bizlere lâyık
Haydar’a hizmet Düldül’e düşdü

Def’-i melâl edemedi bülbül
Şimdi işimiz mülmüle düşdü

Lebleri câmın söyledi Şeyhî
Şîşe safâdan kulkule düşdü


**********

Gazel

Ölme gönül firaak ile Îsâ-nefes gelür
Yanma ciger figaan ile feryâd-res gelür

Can bülbili teferrüc-i dîdâr kılmasa
Firdevs bostânı gözüne kafes gelür

Her bî-haber ne bile mahabbet safâsını
Nâ-merde aşk u derd hevâ vü heves gelür

Bilmez kimesne kaafile-i dûstdan haber
Geh geh budur kulaguma bang-ı ceres gelür

Şeyhî ko peşpeşeyi dahı şehbâzı kıl şikâr
Sîmürg-i himet olana âlem meges gelür

**********

Gazel

Gönül almaga kıldun âl iy dost
Ne gönül cânı dahı al iy dost

Şol harâmî gözüne kan içmek
Emdügün süd bigi helâl iy dost

Ne saâdetlü ilduzun var kim
Kutlu olur görene fâl iy dost

Biz kula sabr u sen şeha insâf
Bu iki oldu key muhâl iy dost

Geçmezem kaametün hevâsından
Ki budur hadd-i i’tidâl iy dost

Boynuma sal saçun belâsını kim
Olmasun boynuna vebâl iy dost

Sâz ü söz ile ûd isem ne aceb
Işk eli virdi gûş-mâl iy dost

Gönül uçmak diler kapunda veli
Can kuşıdur şikeste-bâl iy dost

Zülfin uzatdı gam hikâyetini
Kanı Şeyhî’de ol mecâl iy dost


**********

Gazel

Zâhidi gör ki gezer ‘aşk ile meyhâneleri
Göreli sendeki ol nergis-i mestâneleri

Yüzü gül şem’ine karşı yakılıp yanmak için
Kığırıp cem’ iderem her gece pervâneleri

Ol perî şânınadır zülfü perîşânına gör
Dağıtır müşk ile anber urıcak şâneleri

İtinin ayağına yüz süre baydak gibi şâh
Anda kim mât ede bir lu’b ile ferzâneleri

Şâh olur mülk-i cihâna bulur ol genc-i nihân
Her ki ma’mûr ide ’adl ile bu vîrâneleri

Vargıl ey zâhid-i hod-bîn bana efsûn okuma
Ben de çok okumuşam halka bu efsâneleri

Leb ü dendânını Şeyhî dil ile vasf edicek
Nice hoş nazm eder ol la’l ile dürdâneleri

**********

Gazel

Cihân hüsnü yüzünden bir varakdır
Ki her bir harfi bin câna sebakdır

Kulum demiş keremden serve kaddin
Yüce hikmetlinin gönlü aşakdır

Rakîbin koyup urdum eşiğe yüz
Ana hürmet gerek kim ulurakdır

Gözüm yaşını âhım şefkatinden
Çıkardı göklere adı şafakdır

Gönül bin cân verir sana ‘aceb bu
İki ‘âlemde varı bir ramakdır

Harâmî gözlerin ne kan içerse
Helâl olsun ana kim ‘ayn-ı hakkdır

Yüzün şerh edeli gülşende Şeyhî
Hayâdan gül yüzü gark-ı ‘arakdır

**********

Harnâme

Zevk içinde cihân velî ŞEYHî
Yatur uş minnet ü belâda dahı

Bahtı zengî yüzü tek agarmaz
İşi başmaklayın başa varmaz

Râhat umdukça gördü zahmetler
Devlet isteyü buldu mihnetler

Fikr olurken hâletün sıfatı
Geldi bu kıssanun münâsebeti

MÜNÂSEBET-İ HİKÂYET

Bir eşer var idi zâif ü nizâr
Yük elinde katı şikeste vü zâr

Gâh odunda vü gâh suda idi
Dün ü gün kahr ile kısuda idi

Ol kadar çeker idi yükler ağır
Ki teninde tü komamışdı yağır

Nice tü kalmamışdı et ü deri
Yükler altında kana batdı deri

Eydür idi gören bu sûretlu
Tan degül mi yürür sünük çatlu

Dudağı sarkmış u düşmiş enek
Yorılur arkasına konsa sinek

Toğranur idi arpa arpa teni
Gözi görince bir avuç samanı

Kargalar dirneği kulağında
Sinegün seyri gözi yağında

Arkasından alınsa pâlanı
Sanki it artuğıydı kalanı

Birgün ıssı ider himâyet ana
Ya’ni kim gösterür inayet ana

Aldı pâlanını vü saldı ota
Otlayurak biraz yüridi öte

Gördi otlakda yürür öküzler
Odlu gözler ü gerlü göğüzler

Sömürüp eyle yirler otlağı
Ki çekicek kılın tamar yağı

Boynuzı ba’zısınun ay bigi
Kiminün halka halka yay bigi

Böğrişüp çün virürler âvâze
Yankulanurdı tağ ü darvâze

Har-ı miskîn ider iken seyrân
Kaldı görüp sığırları hayrân

Geh yürürler ferâgat ü hoş-dil
Gâh yaylâ vü kışla geh menzil

Ne yular derdi ne gâm-ı pâlân
Ne yük altında haste vü nâlân

Acebe kalur u tefekkür ider
Kendü ahvâlini tasavvur ider

Ki birüz bunlarunla hilkatde
Elde ayakda şekl ü sûretde

Bunlarun başlarına tâc neden
Bize fakr ü ihtiyâc neden

Bizi ger arpa ok u yây itdi
Bunlarun boynuzun kim ay itdi

Didi bu müşkilümi itmez hal
Meger ol bir falân har-i a’kal

Var idi bir eşek firâsetlû
Hem ulu yollu hem kiyâsetlû

Çok geçürmiş zamâneden çağlar
Yükler altında sızırup yağlar

Nûh Peygamber’ün gemisinde ol
Virmiş İblîse kuyruğıyla yol

Dir imiş ben döşedimdüm döşeği
Dirilürken ölüp ’Üzeyr eşeği

Hoş-nefesdür diyü vü ihl ü fasîh
Hürmet eyler imiş humâr-ı Mesîh

Kurd korkar idi kulağından
Arslan ürker idi çomağından

Ol ulu katına bu miskîn har
Vardı yüz sürdi didi iy server

Sen eşekler içinde kâmilsin
Âkıl ü şeyh ü ehl ü fâzılsın

Anda k’ıslâh ide tapun şer ü şûr
Har-î Deccâle diyeler ker ü kûr

Menzil-i mü’minîne rehbersin
Merkeb-i sâlihîne mazharsın

Nesebündür mesel hatîblere
Nefesün hoş gelür edîblere

Sen eşeksin ne şek hakîm-i ecell
Müşkilüm var keremden itgil hall

Bugün otlakda gördüm öküzler
Gerüben yürür idi göğüzler

Her biri semîz ü kuvvetlü
İçi vü taşı yağlu vü etlü

Niçün oldu bulara enzâni
Bize bildür şu tâc-ı sultanî

Yok mıdur gökde bizüm ılduzumuz
K’olmadı yir yüzinde boynuzumuz

Her sığırdan eşek nite ola kem
Çün meseldür ki dir benî âdem

Har eger hâr ü bî-temîz oldı
Çünkü yük tartar ol azîz oldı

Bâr-keşlikde çün bizüz fâik
Boynuza niçün olmaduk lâyık

Böyle virdi cevâb pîr eşek
K’iy bilâ bendine esîr eşek

Bu işün aslına işit illet
Anla aklunda yog ise kıllet

Ki öküzi yaradıcak Hallâk
Sebeb-i rızk kıldı ol Rezzâk

Dün ü gün arpa buğday işlerler
Anı otlayup anı dişlerler

Çün bular oldu ol azîze sebep
Virdi ol izzeti bulara Çalab

Tâc-ı devlet konıldı başlarına
Et ü yağ toldı iç ü taşlarına

Bizüm ulu işimüz odundur
Od uran içümüze o dûndur

Bize çokdur hakîki buyrukda
Nice boynuz kulağ u kuyruk da

Döndi yüz derd ile zaîf eşek
Zâr ü dil-haste vü nahîf eşek

Didi sehl ola bu işün aslı
Çünki şerh oldı bâbı vü faslı

Varayın ben de buğday işleyeyin
Anda yaylayup anda kışlayayın

Nice yiyem odun ile letler
Bulayın buğday ile izzetler

Gezerek gördi bir gögermiş ekin
Sanki dutardı ol ekin ile kîn

Aşk ile değdi girdi işlemeğe
Gâh ayaklayu gâh dişlemeğe

Arpa gördi gögermiş aç eşek
Buldı cân derdine ilâç eşek

Değme kerret ki şevk ile karvar
Toprağın bile götürür harvar

Eyle yidi gök ekini terle
Ki gören dir zihî kara tarla

Yiyürek toydı karnı çağnadı
Yuvalandı vü biraz ağnadı

Başladı ırlayup çağırmağa
Anup ağır yükin ağırmağa

Dimiş ol âdemî ki hoş-demdür
Niam oldukda bî-nagam gamdur

Pes idüp cûş içinde eşvâkı
Rast düzdi nevâ-yı uşşâkı

Çeker âvâze tîz ider perde
Hoş ser-âğaz ider muhayyerde

Nice düzmek ki bozdı âhengi
Perdesin açdı ol cihân nengi

Çıkarur har çün enker-ül esvât
Ekin ıssına arz olur arasât

Ağaç elinde azm-i râh itdi
Tarlasını göricek âh itdi

Dâneden gördi yiri pâk olmış
Gök ekinliği kara hâk olmış

Yüreği sovumadı söğmeg ile
Olımadı eşeği dögmeg ile

Bıçağın çekdi kodı ayruğını
Kesdi kulağını vü kuyruğını

Kaçar eşşek acıyaruk cânı
Dökilüp yaşı yirine kanı

Uğrayu geldi pîr eşek nâgâh
Sordı hâlini kıldı derd ile âh

Yermürü inleyü didi iy pîr
Har-ı rûbâh bigi pür-tevzîr

Bâtıl isteyü haktan ayrıldum
Boynuz umdum kulakdan ayrıldum

Benem ol gâm yükinde har-ı leng
Gussalar balçığında vâlih ü deng

Ne yüküm bir nefes giderici var
Ne biraz çekmeğine yarıcı var

Har gedây-iken arpaya muhtâç
Gözedürem k’urıla başuma tâc

İster iken halâldan rûzî
Varım itdüm haramîler rûzî

Ger tonuzlara olmaya buyruk
Âh gitdi kulağ ile kuyruk

Hükm-i sultâna k’ola pâyende
Çarh çâkerdürür felek bende

Kim ola bâri bir iki eclâf
K’ide tevk-i pâdişâha hilâf

Şâh kahrı ne’ûzü-billâh eger
Çarh baş çekse ide zîr ü zeber

Göklere irdi nâle vü feryâd
Dâd iy pâdişâh-ı âdil dâd

Şeyhî uzatma nâle vü âhun
Nüktedândur bilür şehen-şâhun

Ger inâyetden istesen tevfîr
Kılma devlet duâsını taksîr

Nice kim bu zamâne-i nâ-sâz
Câhile nâz vire ehle niyâz

Ne kadar kim cihân-ı bî-ihlâs
Ârifi hâric ide âmiyi hâs

Ol şehün işi izz ü nâz olsun
Düşmeninün gam ü niyaz olsun

*********

Gazel

Kangı dimağ içinde ki aşkun hevâsı yok
Bin hacc ederse merve hakıyçün safâsı yok

Dilber cemâli kâ'besini kılmayan tavâf
Yüz nûr görse gözlerinün ruşenâsı yok

Lebbeyk uranlarun arafâtında aşkınun
Teslîm-i candan özge tapuna duâsı yok

İhrâm diyü egnüme bir don geyürdi gam
Kim nice isterem eteği vü yakası yok

Hecrün berriyesinde susızın ölenleri
Yugıl gözi yaşıyla çü vaslın sakası yok

Fi'l cümle uş vefâ hareminde mücâvirem
Bîgâne gönlümün dahı hiç âşinâsı yok

Şeyhî visâli ıydına kurban olur ise
Vasl ola bir bekâya ki hergiz fenâsı yok

**********

Subh-dem Çün Çarh-ı Zerger Yeri Sim Ü Zer Kılur

Subh-dem çün çarh-ı zerger yeri sim ü zer kılur
Nite k’elde sâki câm-ı lali cân-perver kılur

Fasl-ı kış erüp yapıldıysa bâb-ı nevbahâr
Ak varaktan devr-i dehr içini pür-defter kılur

Ger hevâ serdlik edüp kâfir ede hâki ne gam
Ana k’âb-ı huşk içüben dolanur ter kılur

Hutbe-i rahmân iken zikr-i hatib-i andelib
Vâ’iz-i şeytân zâg uş agacı minber kılur

Pehlivânlık göstereydi Zülfikâr-ı berd ile
Dehr meydânında özün düldül-i Haydar kılur

Bâl-ı tâvûs-ı bahârı dökdü ‘ankâ-yı hevâ
Göz karartup zâg u peşe şimdi uş ak per kılur

Rüstem-i nevrûz aradan kaçsa tan mı rahş-veş
Hamza-i bâd-ı şitâ çün hamle-i Aşkar kılur

Çeşme-i hayvân iken hızr-ı çemende cûy-bâr
Zulmet-i gilde şitâ uş câm-ı İskender kılur

Câm-ı yûkût ile Şeyhî sen dahı la’l et ruhûn
Çün ki gördüm çarh-ı zerger yeri sim ü zer kılur

Fâ i lâ tün fâ i lâ tün fâ i lâ tün fâ i lün

**********

Gazel

Bahâr mevsimidir hemdem-i sabâ olalım
Gül ile dost kohusuyle âşinâ olalım

Çü devr-i lâledir ihlâs ile kadeh tutalım
Niteki nerkis olur mest-i bîriyâ olalım

Zamâne sırrını ko gonce gibi ser-beste
Çemen safâsına gül gibi dil-küşâ olalım

Cihan fütûhuna Cem câmdır demiş miftâh
Gelin mülâzim-i câm-i cihan-nümâ olalım

Amelde ücret umunca gurûr-i tâat ile
Günehte muntazır-i rahmet-i Hudâ olalım

Bahâr-i tevbeye Şeyhî cünû demiş âkil
Bugün muvâfakat et irte pârsâ olalım

**********

NUBİŞTEN FERHÂD SÛRET-İ
ŞİRİN-RA BER-SENG

Turup Ferhâd yirinden ferah-nâk
Kuşandı mest-i şeydâ cüşt ü çâlâk

Pes itdiler bir ulu taga irşâd
Ki kûh-ı Bisütûn dinür ana ad

Anunçün kim kamu seng idi hâre
Katı buhl ehli gönli bigi kara

Bu da’vâ-gâhdan âşüfte Ferhâd
Yügürdi ol taga-dek şöyle kim bâd

Çü taş işini itmiş idi pîşe
Eline aldı evvel tîg ü tîşe

Kaya şeklinde kıldı nakş ü tasir
Ki nakkaş idemez kâğıda tahrir

Temâsil itdi dürlü işret-engiz
Hemân Gülgûn u Şîrîn Şâh u Şebdîz

Yazar şîşeyle taşa şekl-i Şîrîn
Niteki Erjeng nakşın Mânî-i Çîn

Şu resme kim kimesne görse nâ-gâh
Kalurdı ol nakşa hayrân eyleyûp âh

Rivayetdür ki bir yiğit safâdan
Olur ol sûrete âşık havâdan

Nice yıl kaldı karşusına hayrân
Ki bir kuyruk bulundu sonra dermân

Eritdi yüreği yağın anası
Ki kuyruk oldu ol derdün devâsı

Ecep mi derde dermân olsa kuyruk
Ki şimdi kuyruk ile oldı buyruk

Bu kuyrukla cihân rûbâhı bâzî
Nice bin gürg ü şîre virdi bâzî

Sakın kuyruhdan erzân oldısa narh
Ki tograr eridür bu tâbe-i çarh

 

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol