Alp Eren Baltacı

   
  Divan Şiirleri
  Nedîm
 




Gazel

Afet-i can dediler gamze-i celladın için
Nahl-i gül söylediler kamet-i şimşadın için

Yazdı çün kilk-i kaza fitne vü âşûb emrin
Ara yerini açık koydu senin adın için

Çeşm-i ebrûya kafa-dârsın ey zülf-i siyah
Sen ne kafirsin o kafirlere imdadın için

Sen ki bülbül gül için nâle edersin bî-ferd
Seni gülden ayırır nâle vü feryadın için

Hey nesin sen ki duyup handeni kûh-sârda kebk
Katı âvâz ile tahsîn okur üstadın için

Çokdan ey kilk-i Nedimâ niçin oldun hâmûş
Bizi hasrette kodun nazm-ı vev-îcâdın için

**********

Gazel

Ben kimseye açılmaz idim dâmenin olsam
Kim görür idi sîneni pîrâhenin olsam

Dâim arayan bulsa civânım seni bende
Bir gönce gül olsan da senin gül-şenin olsam

Destîde kadehde doyamam görmeğe bâri
Ey gevher-i şeffâf senin mahzenin olsam

Döğülmeğe söğülmeye koğulmaya billâh
Hep kâlim ammâ ki efendim senin olsam

Şem olmaz isem bezmine bu sûz ile bârî
Der-gâhına bir meş'ale-i rûşenin olsam

Çeşmânın öğrensem o kâfirce nigâhın
Bir lâhza Nedîm-i nigeh-i pür-fenin olsam

**********

Gazel

Bir nîm neş'e say bu cihânın bahârını
Bir sâgar-ı keşîdeye tut lâle-zârını
....
Bir dem mi var ki âh ederek anmaya gönül
Ey serv-kad seninle geçen rûzigârını

Şevk-ı tamâm va'de-i ferdâyı dinlemez
Reşk ana kim cihanda bugün buldu yârını

İran zemine tuhfemiz olsun bu nev gazel
İrgürsün İsfahân'a Sıtanbul diyârını

Düşmen ne denlü saht ise de şâd ol ey Nedîm
Seng üzre gösterir zer-i kâmil iyârını

**********

Gazel

Bir söz dedi cânan ki kerâmet var içinde
Dün giceye dâir bir işâret var içinde

Mey-hâne mukassi görünür taşradan ammâ
Bir başka ferah başka letâfet var içinde

Eyvâh o üç çifte kayık aldı karârım
Şarkı okuyup geçti bir âfet var içinde

Olmakta derûnunda hevâ âteş -i sûzan
Nâyın diyebilmem ki ne hâlet var içinde

Ey şûh Nedîmâ ile bir seyrin işittik
Tanhâca varıp Göksu'ya işret var içinde

**********

Gazel

Esdikçe bâd-ı subh perîşansın ey gönül
Benzer esîr-i turra-i cânansın ey gönül

Gül mevsiminde tevbe-i meyden benim gibi
Zannım budur ki sen de peşîmansın ey gönül

Eşkimde böyle şu'le nedendir meger ki sen
Çün sûz u tâb giryede pinhânsın ey gönül

Ben sana bâde içme güzel sevme mi dedim
Bana niçün bu gûne girîzânsın gönül

Bîgânedir mu'âmeleniz 'akl ü hûş ile
Gûyâ derûn-ı sînede mihmansın ey gönül

Âyîne oldu bir nigeh-i hayretinle âb
Bi'llâh ne saht âteş-i sûzansın ey gönül

Hac yollarında meş'ale-i kârban gibi
Erbâb-ı 'aşk içinde nümâyansın ey gönül

Feyz-i âşiyânı mihr-i hüner cilvegâhısın
Subh-ı bahâr-ı şevka girîbansın ey gönül

Peymâne-i mahabbeti sundun Nedîme çün
Lûtf eyle câmı bâri biraz kansın ey gönül

**********

Gazel

Tahammül mülkünü yıktın Hulagu Han mısın kafir
Aman dünyayı yaktın ateş-i suzan mısın kafir

Kız oğlan nazı nazın şehlevend avazı avazın
Belasın ben de bilmem kız mısın oğlan mısın kafir

Ne ma'na gösterir duşundaki ol ateşin atlas
Ki ya'ni şule-i cansuz-ı hüsn ü an mısın kafir

Nedir bu gizli gizli ahlar çak-i giribanlar
Aceb bir şuha sende aşık-ı nalan mısın kafir

Sana kimisi canım kimi cananım deyü söyler
Nesin sen doğru söyle can mısın canan mısın kafir

Şarab-ı ateşinin keyfi rüyun şul'elendirmiş
Bu haletle çerağ-ı meclis-i mestan mısın kafir

Niçin sık sık bakarsın öyle mirat-ı mücellaya
Meğer sen dahi kendi hüsnüne hayran mısın kafir

Nedim-i zarı bir kafir esir etmiş işitmiştim
Sen ol cellad-ı din ol düşmeni iman mısın kafir

**********

Gazel

Hele îd oldu ol gül-gonce handân olduğun gördük
Demâg-ı telh-kâmın şekkeristan olduğun gördük

O sîm endâmı aldık halka-î ağûuşa bir kerre
O elmâsın hele zîb-i nigin-dân olduğun gördük

Meh ü mihrin senin olsun felek biz îd-gehlerde
Hilâl ebrûların hurşîd-i tâbân olduğun gördük

O kâfir-beççe bir peymâne sahbâ sundu kim alıp
Derûn-i lâleden âteş fürûzân olduğun gördük

Niyâz ü nâz ü nûş ü bahş ü ibrâm-ı kenâr ü bûs...
Bugün meclisde zevkin böyle tûfân olduğun gördük

Yalan olmaz o şûhun görmedik mey içtiğin ammâ
Bir iki kerrecik hem-bezm-i mestân olduğun gördük

Gülistân görmedik gül kokmadık ammâ ruhün meyden
Gül-ender-gül gülistân-der-gülistân olduğun gördük

Bi-hamdillâh yine kilk-i Nedîmâ-yı sühân-sâzın
Gazel-perdâz-ı bezm-i sadr-ı zî-şân olduğun gördük

**********

Gazel

Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana
Mey süzülmüş şîşeden ruhsar-ı âl olmuş sana

Bûy-i gül taktîr olunmuş nâzın işlenmiş ucu
Biri olmuş hoy birisi dest-mâl olmuş sana

Sihr ü efsûn ile dolmuşdur derûnun ey kalem
Zülfü Hârut’un demek mümkin ki nâl olmuş sana

Şöyle gird olmuş Firengistân birikmiş bir yere
Sonra gelmiş gûşe-i ebrûda hâl olmuş sana

Ol büt-i tersâ sana mey nûş eder misin demiş
El-amân ey dil ne müşkil-ter suâl olmuş sana

Sen ne câmın mestisin âyâ kimin hayrânısın
Kendin aldırdın gönül n’oldun ne hal olmuş sana

Leblerin mecrûh olur dendân-ı sîn-i bûseden
Lâ’lin öptürmek bu hâletle muhâl olmuş sana

Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber Nedîm
Bir perî-sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana

**********

Gazel

Murâdın anlarız ol gamzenin iz'anımız vardır
Belî söz bilmeziz amma biraz irfanımız vardır

O şuhun sunduğu peymaneyi reddetmeziz elbet
Anınla böylece ahd etmişiz peymanımız vardır

Münasibdir dana ey tıfl-ı nazım hüccetin al gel
Beşiktaş'a yakın bir hane-i viranımız vardır

Elin koy sine-i billura rahm et aşıka zira
Beyaz üzre bizim de pençe bir fermanımız vardır

Güzel sevmekde zahid müşgilin var ise bizden sor
Bizim ol fende çok tahkikimiz itkanımız vardır

Koçup her şeb miyanın canına can katmada ağyar
Be hey zalim sen insaf et bizim de canımız vardır

Sıkılma bezme gel bî-gâne yok da'vetlimiz ancak
Nedimâ bendeniz bir dâhi sultanımız vardır

**********

Gazel

Mest-i nâzım kim büyüttü böyle bî-pervâ seni
Kim yetiştirdi bu gûne servden bâlâ seni

Bûydan hoş rengden pâkizedir nâzik tenin
Beslemiş koynunda gûyâ kim gül-i ra'nâ seni

Güllü dibâ giydin ammâ korkarım âzâr eder
Nâzeninim sâye-i hâr-ı gül-i dîbâ seni

Bir elinde gül bir elde câm geldin sâkiyâ
Kangısın alsam gülü yâhud ki câmı ya seni

Sandım olmuş ceste bir fevvâre-i âb-ı hayat
Böyle gösterdi bana ol kadd-i müstesnâ seni

Sâf iken âyine-i endâmdan sînem dirîg
Almadım bir kerrecik âgûşa ser-ta-pâ seni

Ben dedikçe böyle kim kıldı Nedim'i nâ-tüvân
Gösterir engüşt ile mecliste minâ seni

**********

Musammat

I
Sinemi deldi bugün bir âfet-i çar-pâreli
Gül yanaklı gülgüli kerrâkeli mor hareli
Çifte Benli sim gerdenli güneş ruhsâreli
Gül yanaklı gülgüli kerrâkeli mor hareli

II
Bir cüvan kâşi sarık sarmış efendim başına
Sürme çekmiş 'ıtr-ı şâhiler sürünmüş kaşına
Şimdi girmiş dahı tahmînimde on beş yaşına
Gül yanaklı gülgüli kerrâkeli mor hareli

III

Şeh-nişinler ziyneti âgûşlar pîrâyesi
Dahı bir yıldır yanından ayrılalı dâyesi
Sevdiğim gönlüm sürûru ömrümün sermâyesi
Gül yanaklı gülgüli kerrâkeli mor hareli

IV

Şîvesi nazı edası handesi pek bî-bedel
Gerdeni püskürme benli gözleri gayet güzel
Sırma kakül sim gerden zülf tel tel ince bel
Gül yanaklı gülgüli kerrâkeli mor hareli

V
Ol perî-rûyun cefâ-yı ceşm-i celladın demem
Derd-i aşkıyla Nedim'in ah u feryadın demem
Tarz u tavrın söylesem ma'ni değil adın demem
Gül yanaklı gülgüli kerrâkeli mor hareli

**********

Musammat

Bir safa bahşedelim gel şu dil-i nâşâde
Gidelim serv-i revanım yürü Sadabâd'e
İşte üç çifte kayık iskelede amade
Gidelim serv-i revanım yürü Sadabâd'e.

Gülelim, oynayalım, kâm alalım dünyadan
Mâ-i tesnim içelim çeşme-i nev-peydadan
Görelim âb-ı hayat aktığın ejderhadan
Gidelim serv-i revanım yürü Sadabâd'e

Geh varıp havz kenarında hirâman olalım
Geh gelip kasr-ı cinan seyrine hayran olalım
Gâh şarkı okuyup gâh gazelhan olalım
Gidelim serv-i revanım yürü Sadabâd'e

İzn alıp Cuma namazına deyu mâderden
Bir gün uğrulayalım çerh-i sitem-perverden
Dolaşıp iskeleye doğru nihan yollardan
Gidelim serv-i revanım yürü Sadabâd'e

Bir sen ü bir ben ü bir de mutrib-i pakize-eda
İznin olursa eğer bir de Nedim-i şeyda
Gayrı yâranı bugünlük edip ey şuh feda
Gidelim serv-i revanım yürü Sadabâd'e

**********

Musammat

I

Sevdiğim cânım yolunda hâke yeksân olduğum
Iyddır çık naz ile seyrana kurban olduğum
Ey benim aşkında bülbül gibi nâlân olduğum
Iyddır çık naz ile seyrana kurban olduğum

II

Cümle yâran sana uşşâk olduğun bilmez misin
Cümlenin tâkatları tâk olduğun bilmez misin
Şimdi âlem sana müştâk olduğun bilmez misin
Iyddır çık naz ile seyrana kurban olduğum

III

Gâhi feyz-âbâda doğğru azmedip eyle safâ
Asaf-âbâda gelip gâhî salın ey mehlikâ
Gel hele gör sahn-ı Sa'd-âbâda hiç olmaz bahâ
Iyddır çık naz ile seyrana kurban olduğum

IV

Kapladup gül penbe şâli ferve-i semmûruna
Ol siyeh zülfü döküp ol sine-i billûruna
Itr-ı şâhiler sürüp ol gerden-i kâfûruna
Iyddır çık naz ile seyrana kurban olduğum

V

Sen açıl gül gibi zâr ile hezâr olsun Nedim
Bend bend olsun hâm-ı zülfün şikâr olsun Nedim
Sen salın cânâ yolunda hâksâr olsun Nedim
Iyddır çık naz ile seyrana kurban olduğum

**********

Musammat

I
Sâkiyâ meclise gel cismime gelsin cânım
Ahdler tövbeler olsa sâgara kurbân olsun
Ayağın sakınarak basma aman sultanım
Dökülen mey kırılan şişe-i rindân olsun

II

Merhaba etdiğin ellerle revâ mı göreyim
Eller emsin o şeker lebleri de ben durayım
Bari lûtfeyle â zâlim biricik yüz süreyim
Pâyin olmazsa eğer gûşe-i dâmân olsun

III

Şuhsun neyleyim amma ki yalan söylersin
Her zaman böyle Nedimâyı firîb eylersin
Hamdır mîve-i vaslım sana olmaz dersin
Olsun ey taze nihal-i çemen-i cân olsun

**********

Musammat

I

Sevdiğim cemâlin çün kim göremem
Çıkmasın hayâlin dil-i şeydâdan
Hâk-i pâye çünki yüzler süremem
Alayım peyâmın bâd-ı sabâdan

II

Kebud çeşm-i bî-rahm etdi nigâhın
Aşıkların göğe çıkardı âhın
Sordum gerdeninden zülf-i siyâhın
Bir cevap vermedi akdan karadan

III

Sevdiğm bendene düşerse hidmet
Kapında kul olmak canıma minnet
Göre idim sende bûy-ı mahabbet
İstediğim budur sen bî-vefâdan

IV

Nedimâ hüsnüne olmuştur âşık
Öyle bir âşık kim kavlinde sâdık
Kereme ne kadar değilse lâyık
Ar etmez efendim şehler gedâdan

**********

Nazire

Bûs-ı la’lin şöyle sîr-âb-ı zulâl eyler beni
Kim gören âb-ı hâyât içmiş hayâl eyler beni

Şâire söz bulmağa minnet yok amma neyleyim
Âh kim hâyret seni gördükçe lâl eyler beni

Sevdiğim câm-ı meye hâcet nedir la’l-i lebin
Bir şeker handeyle mest-i bî mecât eyler beni

Bağda zülf ü ruhun andıkça bu kimdür deyü
Sünbül ü gül birbirinden sûal eyler beni

Nükhet-î zülfünle geldikçe nesîm-i nev-bâhar
Turra-i sünbül-sıfat âşüfte-hâl eyler beni

Nâ-tüvânım şöyle çeşmin hasetinden kim gehî
Sâye-i müjgân-ı âhü pây-mâl eyler beni

Gerdişin gördükçe sâkî-mülâyım meşrebin
Arzû ser-geşte-i fikr-i muhâl eyler beni

Hasret-i çeşminle ben hâk-i siyâh olsam dahi
Baht âhir sürme-i çeşm-i gazâl eyler beni

Güldürür ya ağlatır ya lütf eder yâhud itâb
Hâsılı neylerse ol ruhsâr-ı âl eyler beni

Arz-ı hâlim çok efendim hak-i pây devlete
Lütfun ammâ bî-niyâz-ı arz-ı hâl eyler beni

Ben kulun lâyık değildir aslına ammâ yine
İltifâtın ârzü mend-i visâl eyler beni

Gûyyâ bilmez efendim bende-i dîrinesin
Kim Nedîmâ bu mudur deyü suâl eyler beni

**********

Nevruziye

Bu ruz odur ki revadır makam-i hizmetde
Siphr-i pir-i kuhlen-salin ola kameti ham

Bu ruz odur ki sabahında sad safa muzmer
Bu ruz odur ki mesasında bin ferah müdgam

Bu ruz odur ki sezadır olsa bir demine
Feda zamane-i sad Baykara vü müdde-i Cem

Bu ruz odur ki bu salin içinde rifatle
Bakılsa şöyle numayan durur misal-i alem

Bu ruz odur ki anı takvim-i asman içre
Nişanlandı yine Bicis alıp eline kalem

Bu ruz odur ki yazıp namını flek ikbal
Dü nokta-veş kodu kaf üzre Ferkadana hem

Bu ruz odur ki onun sebhu talat-i canan
Şebi o talat-i zibada zülf-i ham

Bu ruz odur ki revadır anı müsahib-i çarh
Celale medbe-i tarih edip kıla mu’lem

Bu ruz odur ki bu sal içre sadr-i zi-şana
Keremle eyledi teşrif Asaf-ı azam

**********

Şarkı

Bir safa bahşedelim gel şu dil-i na-şada
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada
İşte üç çifte kayık iskelede amade
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada

Gülelim oynayalım kam alalım dünyadan
Ma-i Tesnim içelüm çeşme-i nev-peydadan
Görelim ab-ı hayat akdığın ejderhadan
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada

Bir sen ü bir ben ü bir mutrib-i pakize-eda
İznin olursa eger bir de Nedim-i şeyda
Gayrı yaranı bugünlük edip ey şuh feda
Gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abada

**********

Gazel

Uşşâkın olsa n'ola fedâ nakd-i canlar
Seyretmedin mi dünkü fedâyî cüvanları

Şevk âteşine sen de tutuştun mu ey gönül
Gördün mü dün güreş tutuşan pehlivanları

Ol perçemin nazîrini hâtırda mı gönül
Görmüş idin geçen sene sünbül zamanları

Çeng ü çegâne zevki biraz dursun el-amân
Seyredelim bu seyre gelen dil-sitanları

Ma'lûmdur benim sühanım mahlas istemez
Farkeyler anı şehrimizin nükte-danları

**********

Bercesteler

Sen bî-haber hayâlin ile gûşelerde biz
Tâ subh olunca her gece ayş u dem eyleriz
........
Esdikçe bâd-ı subh perîşânsın ey gönül
Benzer esîr-i turra-i cânânsın ey gönül
........
Güllü dîbâ giydin ammâ korkarım âzâr eder
Nâzenînim sâye-i hâr-ı gül-i dîbâ seni
........
Gülüm şöyle gülüm böyle demektir yâre mu’tâdım
Seni ey gül sever cânım ki cânâne hitâbımsın
........
Bakıp o şûh ile nâz û niyâza meşk ederiz
Gülün tebessümüne bülbülün terânesine
........
Bir şeker hândeyle bezm-i şevkâ câm ettin beni
Nîm sun peymâneyi sâkî tamam ettin beni
........
Ayağın sakınarak basma aman sultânım
Dökülen mey kırılan şişe-î rîndân olsun
........
Yetmez mi sana bister ü bâlin kucağım
Serd oldu hava çıkma koyundan kuzucağım
........
Pek istedi efendimi iydin üçüncü gün
Lütfeyle gel Nedimi'ne kurbânın olduğum
........
Ben dedikçe böyle kim kıldı Nedîm'i nâ-tüvân
Gösterir engüşt ile meclisdeki minâ seni
........
Leblerin mecrûh olur dendân-ı sîn-i bûseden
Lâlin öpdürtmek bu haletle mûhal olmuş sana
........
Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber Nedim
Bir perî-sûret görünmüş bir hayal olmuş sana
........
Düşmen ne denlü sahd ise de şâd ol ey Nedim
Seng üzre gösterir zer-î kâmil ayarını
........
Ey Nedim ey bülbül-ü şeydâ niçin böyle hâmûşsun
Sende evvel çok nevâlar güft ü gûlar var idi

**********

Müstezad

Ey şûh-ı kerem-pişe dîl-i zâr senindir
Yok minnetin asla
Ey kân-ı güher anda ne kim var senindir
Pinhân u Hüveydâ
Sen kim gelesin meclise bir yer mi bulunmaz
Baş üzre yerin var
Gül goncasısın gûşe-i destâr senindir
Gel ey gül-i rana
Neylersen edip bir-iki gün bâr-ı cefâya
Sabreyle de sonra
Peymâne senin hâne senin yâr senindir
Ey dil tek ü tenhâ
Bir bûse-i cân bahşına ver nakd-i hayatı
Ger kail olursa
Senden yanadır söz yine bazar senindir
Ey âşık-ı şeydâ
Çeşmân-ı siyeh mest-i sitem kakülü pür-hâm
Ebrûları pür-çîn
Benzer ki bu dîldâr-ı cefâkâr senindir
Biçâre Nedîmâ

**********

İstanbul Kasîdesi

Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır
Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır

Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır

Bir kân-ı niamdır ki anın gevheri ikbâl
Bir bağ-ı iremdir ki gülü izz ü alâdır

Altında mı üstünde midir cennet-i a’lâ
El-hak bu ne halet bu ne hoş âb u hevâdır

Her bağçesi bir çemenistân-ı letâfet
Her kûşesi bir meclis-i pür-feyz ü safâdır

İnsaf değildir ânı dünyaya değişmek
Gülzarların cennete teşbih hatadır

Herkes irişür anda muradına ânınçün
Dergahları melce-i erbab-ı recâdır

Kala-yı meârif satılır sûklarında
Bazâr-ı hüner ma’den-i ilm ü ulemâdır

Camilerinin her biri bir kûh-i tecellî
Ebrû-yi melek andaki mihrâb-ı duâdır

Mescidlerinin her biri bir lücce-i envâr
Kandilleri meh gibi lebrîz-i ziyâdır

Ser-çeşmeleri olmada insana revân-bahş
Germ-âbeleri câna safâ cisme şifâdır

Hep halkının etvarı pesendîde-i makbul
Derler ki biraz dilleri bî-mihr ü vefâdır

Şimdi yapılan âlem-i nev-resm ü safânın
Evsafı hele başka kitâb olsa sezâdır

Nâmı gibi olmuşdur o hem sa’d hem âbâd
İstanbul’a sermâye-i fahr olsa revâdır

Kûh-sarları bağları kasrları hep
Güya ki bütün şevk ü tarab zevk u safâdır

İstanbul’un evsafını mümkün mi beyân hiç
Maksûd heman sadr-ı kerem-kâra senâdır

**********

Gazel

Sinede evvel ne muhrik arzular vâr idi
Lebde ser-keş ahlar ateşli hûlar vâr idi

Böyle bî-hâlet değildi gördüğüm sahrâ-yı aşk
Anda mecnûn bîdler dîvâne cûlar vâr idi

Ben bugün bir nev-bahâr-ı hüsn ü ân seyreyledim
Tarf-ı destârında sünbül gibi mûlar vâr idi

Sen yine bir nev-niyâz âşık mı peyda eyledin
Kuyuna yer yer dökülmüş âb-ı rûlar vâr idi

Ey Nedim ey bülbül-i şeydâ niçin hâmûşsun
Sende evvel çok nevalar güft ü gûlar vâr idi

**********

Gazel

Çoktan ey saki gelip sinemde mihman olmadın
Derdime destindeki sagarla derman olmadın

Mahsın mehden güzelsin belki amma neyleyim
Ah bir şeb burc-i ağuşumda taban olmadın

Hayli demdir ki belin koçmağa kasd etdikçe ben
Naz ile benden yine bana girizan olmadın

Kande buldun böyle dil-keş nazmı hayranım Nedim
Cam-ı mey nuş etmedin hem-bezm-i canan olmadın

**********

Bahâriye

Gel ey fasl-ı bahârân mâye-i ârâm u hâbımsın
Enîs-i hâtırım kâm-ı dil-i pür-ıztırâbımsın

Dehân-ı gonceyi bâz et zebân-ı sûseni ter kıl
Şikest-i tevbeye dahl edene hâzır-cevâbımsın

Gülistândan nümâyan ol çü ma’nâ-yı bülend ey serv
Bu mevzûn kad ile hakkâ ki beyt-i intihâbımsın

Açıl ey fasl-ı dey seb gülistanlardan açılsın gül
Terennüm eyle bülbül mıtrıbım çengim rebâbımsın

Salındın şöyle kim yıkdın beni ey ar’ar-ı âzâd
Seni gördükde sandım dil-ber-i âlî-cenâbımsın

Gülüm şöyle gülüm böyle demektir yâra mu’tâdım
Seni ey gül sever cânım ki cânâna hitâbımsın

Müdâm ey lâle-i hâtır-güşâ dûr olma gülşenden
Seninle neş’e tahsîl eylerim câm-ı şarâbımsın

Ne hâletdir sana bakdıkça ey cû ömrüm eksilmez
Meger zincir-bend-i pây-i ömr-i pür-şitâbımsın

Bugün gülşende kim oturmuş pâdişâh-ı gül
Durup hidmetde bülbül der ki şâh-ı kâm-yâbımsın

Zemin-bûs eyleyüp destûr-ı ekrem izz ü devletle
Der ol şâhenşeh-i zî-şâna kim mâlik-rıkâbımsın

Senin lûtfun senin feyzinledir hep cümle ikbâlim
Ki ben bir zerreyim sen devlet ile âftâbımsın

N’ola kişt-i ümîdim olsa reşk-i hırmen-i pervin
Ki ihsânınla sîr-âb eyledin anı sehâbımsın

Cenâb-ı Hân Ahmed kim anun tûğuna der nusret
Ki tûğ-o şâhi-i bâğ-ı du’â-yı müstecâbımsın

Hitâb edüp anun eltâfına fasl-ı bahârân der
Veliyy-i ni’metim sermâye-bahş-ı reng ü tâbımsın

Gil-i râhın alup söyler arûs-ı devlet ü ikbâl
Benim gîsûlarım sen dil-keş eylersin hızâbımsın

Gubâr-ı pâyini dahı sürüp ruhsârına der kim
Seni ben penbelerde saklarım kim müşk-i nâbımsın

Tınâb-ı sâyebânına işâret eyleyüp der hem
Senin zîrinde pinhandır ruhum bend-i nikâbımsın

Görüp eyyâm-ı izz ü câhını der rûh-ı Sikender
Ki ben pîr olmuşumdur sen benim ahd-ı şebâbımsın

O sultân-ı keremver kim der İbrahîm Pâşâya
Ki dâmâdım vezîr-i azamım vâlâ-cenâbımsın

Nizâm-ı tâze buldu memleket sa’y-i belîğinle
Tırâz-ı haşmetim zîb-i der-i devlet-me’âbımsın

Cihân içre Melikşâhın Nizamü’l-mülki var ise
Benim de sen nizâm-ı devlet-i nusret-me’âbımsın

Cilâ vermiş ise âyîne-i İskendere Risto
Benim sen saykal-ı âyîne-i rey’i savâbımsın

O sadr-ı muhterem kim izz ü şânı âftâba der
N’ola rıf’atda olsan hayme-i zerrin-tınâbımsın

Kef-i zer-pâşı dest-i Ca’fere söyler ve hak söyler
Ki ben sahrâ-yı bî-pâyân-ı cûdum sen serâbımsın

Edüp her bendesin memnûn el-hak zerreye der kim
Seni yanımda tutmam mazhar-ı tard u itâbımsın

Der anun âb-ı şâdırvân-ı kasrına gül-i hurşîd
Seni ben sînem içre perveriş kıldım gül-âbımsın

Hidîv-i Baykarâ-meclis ki târ-ı zülf-i nâhide
Kemîne mutrıbı der sen benim târ-ı rebâbımsın

O destûr-ı cihan dedikçe ol hâkân-ı devrâna
Bu izz ü câh u ikbâle medâr-ı iktisâbımsın

O şâhenşeh-i âlî-şân dahı der kim benim de sen
Tırâz-ı râ’yet-i zer-peyker-i hurşîd-tâbımsın

Yine sadr-ı mükerrem pây-ı tahtın bûs edüp söyler
Efendimsin veliyy-i ni’metim gerdûn-cenâbımsın

Cihan durdukça dur ikbâl ile taht-ı sa’âdetde
Senin lûtfunla dil-şâdım her işte feth-i bâbımsın

Hudâ ayırmasın biri birinden izz ile dâ’im
Du’âma sûz-bahş ol ey kalem çeşm-i pür-âbımsın

Gelüp ikbâl ile devlet desin dergâhına her gâh
Penâhım melce’im ümmîdgâhımsın me’âbımsın

Zihî devlet o sadr-ı muhterem derse eğer bir kez
Mu’ammer ol Nedîmâ şâ’ir-i mu’ciz-hitâbımsın

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol